Pages

14 Mart 2014 Cuma

Ordan Burdan Vol.9

*Bu ara dolmuş maceralarım giderek artmakta :)
Ama bu seferki benim değil bir arkadaşın.
Dolmuşta "müsait bir yerde inebilir miyim?" diyeceğine,
"Mükemmel bir yerde inebilir miyim?" diyen sevgili bayana cevaben,
"Size layık değil ama buyurun" deyip gülümseyen dolmuş şoförü,
bugünün en önemli espri konusu oldu :D
Ne güldüm yaa :)


*Sabah kahvemden ilk aldığım yudumla,
gözlerimi kapatıp boğazımdan mideme inişindeki verdiği hazzı,
hiçbir şeye değişmem.
Sırf bu yüzden kahveyi icat edeni bulup alnından öpesim var.
:*





*Dün bir kırmızı karanfil geldi sevgili muhtar adayımızdan :)
Bütün şirketleri dolaşıp bayanlara kırmızı karanfil dağıtıyor.
Valla bu seçim kampanyaları da olmasa bayanlar çiçek yüzü görmeyecek :)
İşimize de gelmiyor değil hani :)



*Bi arkadaşımın bebeğine hediye kıyafet alacaktım,
mağazalara bakındım biraz.
Aman Allahım, bu ne böyle :)
Minicik,bir karış bir pantolon 110 TL.
Bebeklerle hiç içli dışlı olmayınca kıyafetlerinden de haberim yoktu.
Maşallah büyüklere bin basarlar kıyafet fiyatları konusunda :)
Ama çok sevimliler yaaa, daha bi özendim :))


*Yine bir dolmuş macerası.
Malumunuz kış yeniden geldi, ilkbahar da kar yağdı buraya.
Hem de lapa lapa.
Kışın görmediğimiz karı ilkbahar da gördük, mevsimler de şaşırdı iyice.
Neyse yine buz gibi ve kasvetli,kapalı bir havada,
sıcacık yataktan çıkıp buz gibi havaya atmışım kendimi.
Gözlerim kapalı biniyorum dolmuşa :)
Öyle dalmışım ki derinlere, kendime geldiğimde inmem gereken yeri çoktan geçmiştim.
Aman bi panik, bi stres :D
Hemen indim ve yüzüme çarpan buz gibi havada kendime söylene söylene yürüdüm.
Yanımdan geçenler deli sanmış olabilir evet :D
Allahtan erken kendime gelmişim, yoksa nereleri nereleri gezecektim sabah sabah :)
Arada böyle garipliklerim vardır :D



*Ben liseye giderken, çok sevdiğimiz bir komşumuz vardı.
 Bebeğine bakacak kimse olmadığından, annem gönüllü anne olmaya karar verdi.
Sabahtan akşama kadar bizdeydi Ceylin'im.
Akşamları da zorla götürüyorlardı eve, çünkü ailesi biz olmuştuk sanki.
Öyle sevimliydi ki, kardeşim kadar seviyorum hala.
Kan bağı olmayan kardeşim diyorum herkese :)
Neyse bu cimcime yeni yeni konuşmaya başladığında,
 bana "Lulu" diye seslenmeye başladı :D
Yavrum etme eyleme ismimi öğren diye ne kadar çabaladıysam da,
o neredeyse 5 yaşına kadar bana Lulu demeye devam etti :D
O günden sonra herkes bana Lulu diye seslenmeye başladı :D
Neyse Ceylin büyüdü şimdi 3. sınıfa gidiyor ve
artık annemlerin komşusu değiller, taşındılar.
Geçenlerde bir araya geldik yeniden,
kapıdan girer girmez babası, "aaa lulu geldi" demesin mi :D
Unuttuğum duygular geri döndü, evet itiraf ediyorum.
Aslında Lulu benim göbek adım :D
Ne demekse o :)))
Güzel anılar birikmiş hayat defterimde, hatırladıkça mutlu olup gülümsediğim :)




*Bir ara  ağaçlara takıntım vardı.
Her gördüğüm ağacın ismini bulmaya çalışıyordum.
Üniversitedeyken arkadaşlarla yürüyüşe çıktığımızda,
 herkes gördüğümüz ağaçların ismini tahmin etmeye çalışıyordu.
Acayip eğlenceli bir ortam oluşuyordu bir anda :)
Ama garip olan ben her gördüğüm ağaca Akasya Ağacı bu diyordum :D
Her gördüğüme " yok yok o değil, bu Akasya" diye bi de inatla kendi düşüncemi kabul ettiriyordum :D
Hala arkadaşlarla bir araya geldiğimizde,
"aaa bak akasya ağacı bu" diye dalga geçerler benimle :D
Ne güzel günlerdi yaaa :)
Bu arada hala Akasya Ağacını tam olarak çıkarabilmiş değilim :D
Bildiğim tek ağaç türü, çam ağacı :D





*Yine üniversite zamanları Ümit diye bir erkek arkadaşla çarşıda geziniyoruz.
Bi anda durdu, "hadi bi çılgınlık yapalım" dedi.
Ben heyecanla hadi yapalım diye atladım.
Sanıyorum ki "hadi paraşütle atlayalım, yada dağlara tırmanıp tepede piknik yapalım vs. "gibi bişey diyecek :D
"Hadi elmalı şeker alalım ve yiyerek yürüyelim" demesin mi :D
Benim yüzümdeki ifade balonun iğne batırıldığında pısss diye sönmesi gibiydi :D
Bu bir çılgınlık mı yani? dedim.
Heyecanla evet dedi.
Sorarım size elmalı şeker yemenin nesi çılgınlık? :D
Benim çılgınlık anlayışım mı çok uçuk acaba :D
Bilemedim ki :)


*Farkettim ki blog benim kaçacak tek limanım,
yazdıkça ve okudukça mutlu olduğum.
Umarım hep mutlu anılarla dolar bu satırlar :)
Hoşça kalın :)


21 yorum:

  1. bence zillere basıp kaçmak bile atraksiyon =D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yaaa küçükken çok yapardık bunu :) Büyüyünce aynı şeyi bana yaptı çocuklar, bir ara delirme seviyesine gelmiştim ki, kendi çocukluğumu hatırlayıp gülümsedim ve boşverdim :)

      Sil
  2. Bir ara ben de bankamatiklerdeki kameralara el sallıyordum:))

    Şimdi ağır takılıyorum ama, molla zannetsinler diye;)

    Minibüslerde hiç "müsait bir yer" kavramını kullanmam ben.
    İneceğim yere geldiğimde yada azıcık öncesinde kalkarım ve "inebilir miyim" derim.
    Zira malumunuz, minibüs şoförleri için hemen hemen her yer "müsait" alan.
    Pek far etmiyor onlara;)

    Çok benzettim yazdıklarınızın pek çoğunu kendime:))

    Ama elmalı şeker çılgınlık olabilir.
    Çünkü yeme esnasında kıpkırmızı dudaklarla yapış yapış sokakta yürümek dikkat çekici olabilir:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :9 güzel fikirmiş kendi kendine eğlence yaratıyormuşsun işte :)

      Her dönem oluyor böyle ağır zamanlar ve deli dolu zamanlar. Tadını çıkarmak gerek :)

      Aynen yaa, inmek istediğini söyleyince aradan neredeyse 300 mt geçmeden algılayamıyorlar malesef :) Senin yöntemin de iyiymiş ama, deneyeceğim bunu :)

      Ne güzel :)

      O an hiç çılgınlık olarak gelmedi, çünkü ben bunu sık sık yaparım ki :) Ama bir gün kız arkadaşlarla elmalı şeker yerken yağmur başlamıştı. Hakikaten halimiz felaketti :D Ellerimiz ağzımız yüzümüz yapış yapış ve kıpkırmızı, atmaya da kıyamıyoruz :D Ne deliydik o zamanlar :)

      Sil
  3. dolmuş şöförünün cevabı süpeeeeer :)

    kırmızı karanfil aaa öle şeler de mi oluyo.

    hepsisi çok güzel ama lulu çok çok güzeeeel :)

    en güzel yazıların bunlar bana neeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok komik yaa, aynen :)

      olmaz mı hiç, kadınlar gününde de dağıttılar burda kırmızı gül. parfüm bile dağıtmışlar partiler :)

      lulu benim en sevdiğim, beğendin mi göbek adımı :)

      tamaaam yazarım ki hep :)

      Sil
  4. Benim bi kere dilim sürşmüştü "müsait biyerde bindirir misin?" demiştim adam anlamsızca baktı; Allahtan direksiyonu ormana doğru kırmadı :)
    Lise yıllarında da zenginlerin villalarının önünden geçerken kapılarındaki kameraya pandik işareti falan yapardık sonra kameradan bunu gören güvenlikle yakalamaca oynardık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oda güzelmiş :) Allahım yaa alemsin Abdullah :D
      Tahmin edebiliyorum senin o hallerini, delikanlı zamanlar, kafada binbir tilki :D:D
      hahahhh :) komikmişsin ama :D

      Sil
    2. Evet ne yazık ki o zamanlar da arızaydım :D
      Eeee ağaç yaş iken eğilirmiş ^^

      Sil
    3. Arıza deme bence en eğlenceli zamanlarımız onlar :) Senin kadar olmasa da benim de deliliklerim vardı hem o dönemlerde :)

      Sil
  5. ayy çok tatlı sabah sabah iyi güldüm:)
    ne güzel yazmışsınn:)
    sevgilerr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim :) güldürebildiysem şayet çok sevindim :)
      sevgilerimle :)

      Sil
    2. puslu kıtalar atlasını okuyosun galiba.
      güzel kitap ben sevmiştim:)

      Sil
    3. Aslında iki kitabı aynı anda okuyordum, birini az önce yazdım yayınladım hatta :) Kahperengi ve Puslu Kıtalar Atlası. Kahperengi bitti. Çok severek okuyorum Puslu Kıtalar Atlası'nı da bakalım devamı nasıl gelecek :)

      Sil
  6. Karanfil ne kadar güzel bir cicek degil mi canim ya? Ayrica minibüs hikayelerine koptum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karanfil güzel çiçek evet, ama ben hepsini ayrı ayrı seviyorum ki :) Önceliği papatya alıyor sonra diğer hepsi :)
      Minibüs hikayelerim giderek artmakta :) Teşekkür ederim güzel yorumun için :)

      Sil
  7. hiç durmadan devam et böyle, okudukça fazlasını bekliyorum :)
    hayatta bir çok sıkıntı yaşadığımız halde, böylesine şükür sebepleri biriktirmek, biriktirebilmek.. daim olsun inşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) hımmm peki. Fazlası derken :)))
      kesinlikle hayat karmaşası içerisinde bulduğumuz ufak tefek güzellikler, anlam katıyor hayatımıza. bunları unutmamak adına yazıyorum bende, okudukça hatırlayıp gülümseyeyim diye :)
      çok teşekkür ediyorum ve amiiin diyorum en derinden :)
      sevgiyle...

      Sil
  8. Elmalı şeker, beklentinin baya altında kalmış. Bu arada bende hayatımda bir kez yemişimdir
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanii benim çılgınlık anlayışım biraz farklı :) Sadece 1 kez mi yedin? Çok şey kaçırıyorsun söyleyeyim :)
      Bence dene bir kaç kez daha, prensesinle al, anne kız yiyerek yürüyün emin ol çok eğleneceksiniz :)

      Sil