Pages

19 Mart 2013 Salı

Çanakkale Anlatılmaz, Yaşanır...

Çanakkale Şehitler Abidesi

Böyle bir duygu seli, böyle bir vicdan muhasebesi yok dünyada. Çanakkale'ye adım atınca anlıyor insan bir çok şeyin değerini. Bizim farkında olduğumuzu sandığımız şeylerin aslında hiiiç farkında olmadığımızı anladığımdan mı, yoksa o anlatılanları dinlerken yaşıyormuş gibi dehşete düşüp gözlerimden yaşların eksik olmadığından mı Çanakkale diyince hala kalbim sızlıyor, bilmiyorum...

Kitaplardan okumakla, gidip yaşamak, hissetmek, görmek arasında çok fark var. Her Türk gidip görmeli o birlik beraberlik içindeki yaşama azmini. Hiç bir ırk ayrımı yapılmadan, küçücük yaşta çocukların bile kendini vatanına siper ettiği, oluk oluk akan kanlarında boğulduğu, analarının vatanı için kınalayıp ölüme gönderdiği bir nesil sayesinde burada huzurla yataklarımızda yatıyoruz biz... Bunların farkına varmak için ya da farkında olduğumuz şeyleri derinden hissedebilmek için gidip Çanakkale kokusu almak gerekiyormuş..

Çanakkale Şehitler Abidesi
Çanakkale Şehitler Abidesi




Şehitlik

Meşhul Asker

Meçhul Asker... Bugün bize insan hakları konusunda akıl verenler,savaş kurallarına ve insan haklarına aykırı davrananlarla aynı kefede. Çanakkale Savaşı sırasında bir Anzak askeri öldürdüğü Türk askerinin kafatasını övünmek ve dalga etmek için ülkesine götürmüş, evinin mahzenin de saklamış ve yıllar sonra vicdan muhakemesine girmiş. Vefatından önce de vasiyetin de O Türk askerinin kafatasının ülkesine teslim edilmesini istemiş. Avusturalya Hükümeti 10 Mart 2003 günü Türk askerinin kafatasını Türk Makamlarına teslim etmiş ve 18 Mart 2003 günü de bu mezara konularak Meçhul Asker olarak literatüre geçmiş...

Bu nasıl bir vicdandır,öldürdüğü insanın kafatasını övünç belgesi olarak saklamak... Türk askeri de vurduğu ve yaralı olan Anzak askerine ölmesin diye yardım ederken, bunların yaptığını hangi akıl alır ki... Yorumsuz...



Bu ağaç Çanakkale Savaşı sırasında yaşanılanlara bizzat tanık olmuş ve derler ki, ağacın kökleri şehitlerimizin kanlarıyla dolup taşan derenin içindeymiş. Bu acının derinliğiyle büklüm büklüm olup kıvranarak tutunmuş hayata... 



Askerlerin siper almak için kazdıkları hendek. Boylu boyunca yaklaşık 2 km var uzunluğu. Ve sonlarına da böyle büyük oyuklar açılmış. Çoğu askerde bu hendeklerden çıkamadan havadan yağan kurşunlarla şehit olmuş, bazıları yaralanıp düşmüş fakat ölen askerlerin kanlarında boğularak yaşamını yitirmiş... İçim yanıyor bunları anlatırken bile. Ahhh.....






Savaşın hakim olduğu her bir cephede anıtlar dikilmiş şehitlikler yapılmış. 








Beni en çok etkileyen şeyse bu resimde gördüğünüz mescid.... Müslüman Türk askeri, komutanları,cephelerinde üstlerine kurşunlar yağarken bile hiçbir vakti kaçırmadan teyemmümle abdest alıp toplu halde silah bırakıp namazlarını eda ediyorlarmış... Bu mescidi de kendileri inşa etmişler, kıbleyi şaşırmamak adına...

Bu nasıl bir iman, nasıl bir ateş.. Utanıyorum bunları yazarken... Biz ki sıcacık yatağımızdan kalkmaya erinirken, amaann kaza yaparım diye bahane bulurken, bu nasıl bir Allah aşkı... Rabbim bizleri affetsin...










Conk Bayırında bulunan dev kitabeler savaşta karşılaşılan olaylar hakkında bilgi veriyor. Çok ihtişamlı, Conk Bayırına karşı dikilmiş kitabeler...







Gelibolu da savaş döneminin çetinliğini anlayabilmemiz için bir müze kurulmuş. O zamanın şartları, kullanılan silahlar, cephaneler, mermiler... Özellikle savaşa dair kalıntılar, havada çarpışan mermiler nasıl bir savaş olduğunu gerçekten görmemizi sağlıyor.





Gelibolu

Gelibolu




Gezi boyunca yağmurlu bir hava vardı, hatta feribot seferleri rüzgardan iptal edildi. Giderken duyduğum heyecan dönüşte yerini derin bir acı ve hüzüne bıraktı...Ahhh ahhh diyorum en derinden...

 Ruhunuz şad olsun Çanakkale Şehitleri , asıl Türk evladı sizlersiniz... Duayla....

5 yorum:

  1. heeey türkiyede en sevdiğim bikaç yerden biri ki.
    ne kadar etkileyici değil mi özellikle mezarlar.
    fotolar ne hoş.
    özellikle o kır fotosu ve denizli olanlar.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hemde çook etkileyici.. fotoğraflar daha güzel çıkabilirdi aslında ama hava hep puslu olduğu için biraz buğulu çıktı fotoğraflarda.
      bu arada deep sende olmasan ne olur halim :) sağol :)

      Sil
  2. Çanakkale bize bizi hatırlatıyor, şimdi huzur içinde yaşıyorsak bu orada kazanılmış bir zaferden dolayıdır, her bir karış toprağında tüylerimi diken diken eden tek yer...
    sizde çok güzel fotograflamışsınız, ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel özetlemişsiniz, "her bir karış toprağında tüylerimi diken diken eden tek yer". Kesinlikle katılıyorum. Teşekkür ederim, çok sağolun...

      Sil
  3. fotoğraflarla yazılarla bir kez daha içim ürperdi, tüylerim diken diken oldu...attığımız her adımda farklı bi duygu yaşamıştık.. yağmurda üzerine tuz biber olmuştu o toprak kokusunu duymamıza...ve anlatanı da unutmamk lazım canım... adam anlatırken boğazı düğüm düğüm , her karışta ayrı bi hüzünle yaşayarak ve yaşatarak anlattı.. gitmek görmenin dışında kimden dinlediğiniz önemli, benim nacizhane fikrim tabi ki.. he birde.. bir kere gidip gördükten sonra işte böyle her resimde her yazıda bi daha ne zaman gidebilirim düşüncesi geçiyor insanın aklından... doyulacak yerler değil.. yine bi çanakkale planı canlandı gözümde :)

    YanıtlaSil