Ordan Burdan Vol.5 :)

*Aile hekimi doktorumuz ilginç bir adam.
Geçenlerde annem rahatsız, anne gidelim doktora diyoruz.
Annem "ben gitmem küsüm ben doktora" diyor :D
Allah allah niye küstün anne doktora şimdi?
"Geçen gün gittim şu ilacı yazın, ben diğerlerini içemiyorum dedim.
O da dalga geçti benimle, gitmem küsüm ben ona."
Ne dedi ki?
"İstersen gel kendin yaz, hatta olmadı yer değiştirelim.
Doktorda sensin hasta da nasılsa " dedi
Ve inadına başka ilaç yazdı.
:)
Şimdi hangisi haklı sizce ?
:)



*Kendime nescafe yaparken, burnuma türk kahvesi kokusu geldi.
Kahve delisiyim ya :)
Açtım türk kahvesi kutusunu, kokladım şöyle en derininden.
Yetmedi.
Sonra dedim ki ben bu nescafenin içine azıcıkta türk kahvesi atsam,
nasıl olur ki acep?
Yaptım, oldu :)))
Valla çokta güzel oldu :)
Denemesi bedava :)


*Alo aloo, sesim gelmiyor mu?
Galaksi taksiii :)
:)
yeni nesil espirisi :)


*Azmin zaferi :D
Şirkette masamın yönünü değiştirdim.
Artık güneş arkamda kalıyor,sırtım ısınıyor ohh :)
Demek ki neymiş;
azim, azim azim.. :)


*Şeker  nerde hayatım?
-ben ne bileyim yaaaaandex miyim?
:)
(bkz: reklam takıntılı insan)



*Reklam demişken;
Şu yeni çıkan bonus reklamı yok mu?
Karısı doğum yapan adamın engelleme çabaları :D
Ne güldürdün beni Şahin Irmak :D
Allah seniii :)
Hele o minnak, tam yemelik :D
babasının kuzusu :))

*Ahmet amca sevgili üst komşumuz.
Yurt dışında yaşar, yazın sadece 3 aylığına gelir.
Ama o 3 ayda milleti de çileden çıkarır :D
Apartman da olağanüstü hal ilan edilir, o gelmeden önce :)
Apartman yıkanır, bahçe düzenlenir, temizlenir.
Adam titiz, yoksa başımıza bela :D
Geldiği hemen anlaşılır.
Apartman kapısını açar açmaz ozon kokusu her yeri sarar.
Her sabah apartmanı erinmeden ozonlu suyla siler.
Bahçedeki çiçekleri söylene söylene budar.
Kah kuşlara kızar, kah ağaçlara sinirlenir.
Gecenin 3'ü demez elektrikli süpürge çalıştırır.
Her kapımızın önünden geçerken zile basar, bir şeylere söylenir :D
Bizimle alakalı olmasa da olur o hep söylenir :D
Karısı bıkmış adamdan, aslında o da bıkmış kendi huyundan :D
Ama huy işte.
Ramazan ayı, gece 12'de yemekten sonra uyuyoruz hemen.
Malum sabah işe gideceğiz.
Ahmet amca da uyku yok, sabaha kadar oturup akşama kadar yatıyor.
Gecenin 3'ü yine.
Halısız odada topuklu terliklerle eşi,
tak tak tak bir oraya tak tak tak bir buraya
neredeyse 1 saat boyunca aynı odada gezinir.
Bizde uyku yok, delireceğiz ama artık.
Sabahı ettik zar zor.
Bir değil, iki değil, canımıza tak etti.
Ertesi gün bi cesaret çıktım Ahmet amcanın yanına.
"Ahmet amca biz sabahları erkenden işe gidiyoruz.
Ama sizin yüzünüzden uyuyamıyoruz.
Geceleri ya tak tak terlik sesi, ya elektrik süpürgesi sesi, ya da dolapları sürükleme sesi.
Bu işlerinizi gündüz yapsanız da bizim de dinlenme süremizden çalmasanız?"
Cevap hazır.
-Valla kızım biz sabaha kadar oturuyoruz,
sabah uyuyoruz akşama kadar.
-Eeee bizim suçumuz ne?
.
.
....Dolayısıylaa;
Bütün apartman Ahmet amcanın gideceği günü dört gözle beklemekte.
Hatta gün gün hesaplamakta.
Çok normal değil mi sizce de?  :))))




*İki insan birbirini sevince samanlık seyran olur.
Bu da işte kanıtı :))