Hayallerinle Gel...

Yazılarını hayranlıkla takip ettiğim ve blog dünyasının yıldızı olarak gördüğüm duyugulu insan deeptone mimlemiş beni yine :) Bende gezi yazılarıma başlamadan önce hemen cevaplamak istedim, hadi bakalım neymiş hayalim ve hayallerim :)

Hayal *1*

Küçük ama şirin mi şirin bir karavanım var. İçini rengarenk döşemişim, baktıkça huzur doluyor içim... Az eşyam çok hayalim var. Yanımda en sevdiğim.... Tabi bide olmazsa olmazım fotoğraf makinem :) Düşmüşüz yollara, canımızın istediği gibi... Her gördüğüm güzelliğin tadını çıkarıyorum doyasıya, önce tüm Türkiye, sonra Dünya... Gözümün gördüğü tüm güzellikleri çekiyorum içime, bütün sıkıntılarım uçup gidiyor. Herşey öyle güzel ki... Hiçbir kötülük yok, insanlar çok iyi.. Bir sürü insan tanıyorum, hepsinin bambaşka özellikleri bambaşka anıları var... Dinliyorum başka hayatları, onların hayatlarında küçükte olsa güzel bir anı bırakmak istiyorum, her sıkıldıklarında o anı hatırlayıp mutlu olsunlar diye... Evim yanımda, sevdiğim yanımda daha ne olsun ki :) Paramız bitince konaklıyoruz bir süre bir yerde. Orda para kazanmak için eğlenceli bir maceraya atılıyoruz. Her seferinde başka bir iş deniyoruz ve hep başka eğlenceli anılarla devam ediyoruz yolumuza :) Hayal bu ya.....

Hayal *2*

Küçük ama şirin bir sahil kasabasında beyaz boyalı, mavi küçük pencereli, pencerelerinden rengarenk çiçekler sarkan, balkonuna çıkınca masmavi denizin beni kollarına aldığı, bembeyaz mobilyalarla döşediğim, içerisinde kış için küçük bir şömine olan ve bir de taze sebzelerimi yetiştirebilmek için küçük ama şirin bir bahçesi olan bir huzur cenneti... Herşeyin doğal olduğu bir ortam... Sebze meyvenin, havanın, dostlukların, insanlıkların doğal olduğu... Sevgiyle aşkla geçen günlerin, sımsıcak dost muhabbetleriyle tamamlandığı o güzel zamanlar... Bide bisikletim olmalı beyaz... Önünde sepeti olmalı. Her yere yürüyerek gitmeliyim tertemiz havayı soluyarak. Uzak olan yerlere de bisikletimle şarkılar söyleyerek güle oynaya gitmeliyim. Dönerken de masama koyacağım mis kokulu kır çiçeklerinden toplayıp sepetime eklemeliyim... Kötülükten, kötü insanlardan, arsız duygulardan, doyumsuzluktan, teknolojiden, olumsuz hiçbir şeyden eser yok... Hayal bu ya...

Hayal *3*

Ben bir tüccarım. Mutluluk satıyorum... İhtiyacı olanları buluyorum tek tek. Bir gülümseme karşılığında veriyorum heybemdeki tüm mutlulukları. Küçük mutluluklarla huzur bulmayı öğretiyorum sonra insanlara. Minicik bir taşın bile nasıl mutlu edebileceğini anlatıyorum uzun uzun... Hayata bir de görmediğimiz yada hiç bakamadığımız tarafından bakmayı öğretiyorum. Tüm yanlışların bir doğru tarafı olabileceğini, mutlu olmak için binbir sebep olduğunu sıralıyorum bir bir. Mutluluk yürekte, aldığımız nefeste, küçücük bir gülüşte, sebepsiz bir dokunuşta... Dokunduğum her yürek bir kıvılcım misali parlıyor, onlar da mutluluk satmaya başlıyor herkese...

Yeter ki iste, hayaller gerçek kadar yakın. Bütün bu hayaller gerçek olur mu bir gün? Bilmem, belki olur...

Çok teşekkür ederim ben, bu güzel hayalleri bile yazarken yaşarmışcasına mutlu oldum sayende deep...

Şimdi sıra bende :) 

Sevgili Juliette, Nur Salkımı, Hayalotobüsü , Uykum ve Ben, Reyhane, Seynill sizleri izninizle mimliyorum :) Hadi bakalım güzel hayallerinizi bekliyorum :)