Pages

25 Eylül 2013 Çarşamba

Olasılıksız...



Dosya:Olasılıksız.jpg

Nefes kesici, soluksuz okunacak bir kitap. Kitabı elimden bırakamadım, kesinlikle müthişti. Sanki kitap okumak değil de film izlemek gibi bir şey, sanki olayların içindeymişiz gibi, uzaktan izliyormuşuz gibi. Bilim, matematik teorileri, fizik, olasılık, istatistik, felsefe, entrika, macera her şey var bu kitapta. İnsanı büyüleyen bir baş yapıt demişler, ne doğru demişler...

Olasılık teorisini ancak bu şekilde kurguya dönüştürürlerdi herhalde. Adam Fawer başarmış bunu. Vakit olsa bir günde biterdi belki ama ben 2 günde bitirebildim.

   " Bitirmek için yarını, başkasına anlatmak için bitirmeyi beklemeyeceksiniz." 

Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto'da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?

Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?

Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz?

Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, 'Olasılıksız' tam size göre bir roman..
demişler kitabın arka kapağında...

David Caine asıl kahraman. Tedavi amaçlı bir sürü deneye maruz kalır. Deneyler yüzünden kazandığı ileri derecedeki hesaplama kabiliyetini ve bu hesaplamalardaki tahminlerinin zamanla geleceği dair yaşanacakları görebilme haline geldiği anlar. David'in bu özelliğini farkeden bir bilim adamı sırf adını duyurmak ve buluşunu doğrulamak adına David'i kullanmak için tuzağına düşürmeye çalışır. Bütün olaylar birbirini tetikler. 

Özellikle olasılık ve felsefe kavramlarının  kitabın içinde bolca geçmesi, derin bir çalışmanın eseri olduğunu gösteriyor. Bilim kaynaklarında  Laplace'ın Şeytanı olarak geçen bi kavram üzerinden hareketle kurgulanmış. Bu konuyla ilgili linke tıklayarak bilgi alabilirsiniz. Ama bence en iyisi hemen kitabı bulup bir an önce okumaya başlamak ve bütün bilgileri kitaptan takip etmek... 

Aslında kitapta çok değerli cümleler vardı altını çizebileceği ama  o kadar çoktu ki hangi birini yazacağımı bilemedim :) Tek bir cümleyle kapatıyorum konuyu. Bol kitaplı günler diliyorum...


*''...Satranç hayat gibidir. Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işine yarar, bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek.''



14 yorum:

  1. Ben okumuştum bu kitabı.Çok beğenmiştim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla bende çok beğendim :) Çok heyecanlı, aksiyonlu bi kitap.

      Sil
  2. bu adam helecanlı yazıyo yaa.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen, hem heyecan hem aksiyon pek bi beğendim ben :)

      Sil
  3. Hey bu kitabı duymuştum. Senden de duyunca mutlaka okunmalı diyorum.
    Merakım tavan yapmış durumda ama elimde bekleyen 2kitap var. Onları bitirip sana yetişmeyi planlıyorum.
    ;)
    Neşeyle kal.
    Sevgilerimle
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka okumalı kesinlikle!
      2. kitap hangisi merak ettim :) Yetiş hadi, bende bu ara yavaşladım bakalım bundan sonra hangi kitapları okuyacağım :)
      Sende sevgiyle kal öyleyse :)
      Sevgilerimle.....

      Sil
  4. Elimin altında olmasına rağmen bi türlü başlayamadığım kitap :)
    Okusam iyi olacakmış:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eeee hala geç değil, hemen başla :)
      Sevgiler :)

      Sil
  5. Aksiyonun tavan yaptığı, cümlelerin ve her bir satırın heyecanın ve şaşkınlığın harmanlandığı mükkemmel bi kitaptır. Ben bi dönem kırtasiyede çalışmıştım bu kitap vardı ama baskı hatasıydı bi kaç sayfa eksik yada yanlış basılmıştı, okumaya başlamıştım, eksik taraflarını yazıcıdan çıktı alıp devam etmiştim. Hakikaten film izlermişçesine insanın hayal ederek kendini olayların içine sokan 3. yada 4. gözle olay yerinden yakından izleme fırsatı yakalamış gibi okuyosun kitabı. en azından bana göre öyle.
    Adam Fawer'in 2. kitabı Empati'yi de okumanızı tavsiye ederim. ikiside ayrı güzellikte ve tada sahip.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle hoşgeldiniz :)

      Öyle güzel anlatmışsınız ki kitabı, kesinlikle her cümlenize gönülden katılıyorum... Açlık Oyunları serisinden sonra en soluksuz ve en heyecanla okuduğum kitaptır.

      Empati'de listemde ama henüz elimdekilerin bitmesini bekliyorum.Eminim oda Olasılıksız kadar sürükleyici ve enfestir.


      Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)

      Sevgiler...

      Sil
    2. Teşekkür ederim hoşbuldum, Bu arada AdminPanpa'daki yorumlarınızdan doğru blogunuzu ziyaret etmek istedim. Bu kitapla ilgili yorumunuzu okuduktan sonrada katkıda bulunmadan geçemedim.

      Açlık Oyunları filmini izledikten sonra açıkçası 1. kitabı okumak gelmedi içimden. Okudum okumasına da devam edemedim nedense belkide filmi izlememden ve hep kitapla olayları kıyaslamamdan dolayı kitaba karşın ilgimi azaltmış olabilir diye düşünüyorum. Diğer 2 kitabına da devam etmedim ama tabi 1. kitabın devamı olduğunu söyledi bizim kuzenler onlar okudu benden önce sanırım diğer kitaplarına da devam edeceğim. Şuan "Yalnızız" isimli kitabı okuyorum üstâd Peyami Safa'dan o bittikten sonra onlara dönüş yapmayı planlıyorum.
      Bana kalırsa elinizde şuanda okuduğunuz herhangi kitap varsa bitiminde hemen Empati'ye doğru yelken açın, eminim pişman olmayacaksınız. Yine aksiyonun ve heyecanın doruklarında yaşayacağınız kurgulanan olaylardaki karakterlerle aynı duyguyu hissedeceğinize garanti verebilirim. Tabi şuda var derler ya ilkler her zaman için özeldir diye olasılıksızın yeri her zaman için ilk sırada olacağı kanaatindeyim. Ayrıca pcden okumayı sakın düşünmeyin kitaptan okuması kadar güzel bişey yok. Alınca sayfaları çevirdikçe olaylardaki sahnelerde bir bir geçer bir diğerinden ötekine doğru. Sanırım çok fazla yazdım, en güzeli ve makbulü kısa ve öz olanıdır derler... Daha fazla sizleri ve takipçi arkadaşlarımı sıkmadan, usandırmadan cümlelerime son noktaları koyarak İspanyola ağzıyla "Arrivederçiya" der ve giderim... Kalın sağlıcakla.

      Sil
    3. Abdullah ortak arkadaşımız o zaman :) Çok teşekkür ederim tekrar, her zaman beklerim.

      Açlık Oyunları filminden sonra okunduysa kitap, ne yazık ki aynı tadı vermiyor. Ben ilk kitabıyla başladım, seri olarak Ateşi Yakalamak ve Alaycı Kuş olarak devam ediyor. Arka arkaya okuyunca o macerayı sanki siz yaşıyormuşsunuz gibi hissediliyor, müthiş bir heyecan. Sonradan izledim ben filmini, yok kesinlikle aynı tadı vermez. Çok kısa ve anlamsız geliyor film çünkü. Olayların dışında kalıyorsun.

      Empati'yi daha çok merak ediyorum. Olasılıksızın devamı gibiymiş biraz, öyle okumuştum bir site de. Yanlış hatırlıyor da olabilirim ama. Kesinlikle ilk fırsatta okuyacağım kitaplar arasında. Bu yorumunuzdan sonra merakım iyice tavan yaptı :)

      Olurmu öyle şey, uzun yazmanız beni ayrıyeten mutlu eder. Duygularınızı yazmaktan çekinmeyin hiç. Her zaman beklerim :) Bende ziyaret edecem sizi hemde hemen :)

      İspanyol ağzıyla ha "Arrivederçiya" hiç duymamıştım hoşçakal gibi bişey mi :) Bu güzel yorumlarınızı eksik etmeyin olur mu?

      Sevgiler :)

      Sil
    4. Bu yorumunuz beni oldukça cesaretlendirdi desem yani uzun yazabilme özgürlüğüne sahip olduğumu duyduğum için:) Ayrıca ufak bi düzeltme yapmak zorundayım; önceki yorumumda en sondaki "Arrivederci" kelimesi aslında İspanyolca değil, İtalyanca bi kelimeydi ama ikiside i ile başlayan ülke olunca karışmış malesef. Arrivederçi'ya demek nedense hoşuma gidiyo daha matrak olmuyo mu sizcede ;)
      Bi kaç satır yorumumu ekleyeceğim yazılarınız var oldukça yorumlamaya neden devam etmeyeyim ki ;)
      Saygılar...

      Sil
    5. :) Uzun yazmak sizi bu kadar mutlu ettiyse beni de bi o kadar mutlu eder :) İtalyanca mı ne güzel :) Yabancı dile de merakınız var anladığım kadarıyla :) Evet gerçekten matrak bi kelime olmuş ):

      Çok teşekkür ederim içinizden geldiği gibi davranın lütfen :)

      Sevgiler :)

      Sil