Sille Mağara Cafe :)

Bir önceki Sille isimli yazımda bahsetmiştim, restore edilmeye başlandı Sille'de her yer. Evim Silleye yakın olduğu için ve orası bana ayrı bir huzur verdiği için pazar günleri genelde giderim Sille'ye. Bu sefer gittiğimizde birazcık keşif amaçlıydı açıkçası :) Geçen sefer gözüme kestirdiğim bi kafe vardı, mağarayı kafeye çevirmişler .Ayaküstü bi kahve içip çıkmıştık aceleden.Bu sefer tekrar keyif yapmak için gittik :)

*Kış Pikniği*

Pazar gününü değerlendirelim dedik, düştük yollara... Bizim ailede yaz kış demeden gidilir pikniğe, hemde ne eğlencelidir bi bilseniz :)

Beyşehir'de Gün Batımı..

Dünyada güneşin batışının en güzel izlendiği yerlerden biri Beyşehir Gölü. Beyşehir Gölüne gidipte orda güneşin batışını izlemeden gelmek büyük eksiklik olur. Muhteşem bir görüntü...

Dekoratif Kitaplıklar

Dekorasyon yaparken bazı bölümlerde özellikle kitaplıklar çok hoş duruyor.Evimin kolonlar arasında kalan bir köşesine değişik bir kitaplık yaptıracam diye araştırmadığım yer kalmamıştı. Farklı bir düşkünlüğüm var kitaplıklara ve hakkaten çok orjinal kitaplıklar var. Duvara raf şeklinde monte edilenlerde oldukça hoş görünüyor. İşte bazı kitaplık modelleri... ( Ağaç şeklinde olana farklı bir sempatim var bu arada :))

Kuantum İsim Analizi

İsim analizi konusunu duymuşsunuzdur sanırım. Açıkçası benim de çok ilgimi çeker bu konu. 

Mesela ismiyle soyismi uyumlu olan insanlar hep dikkat çekmiştir. İsimlerimizin baş harfininde önemli olduğu söyleniyor. Bu konuda o kadar çok araştırma yapılmış ki.Bu araştırmalarını kitaba çeviren bir yazarda  Matematikçi Nilda Ferhan Efeçınar ve "İsminiz Karakterinizdir" isimli kitabı.  Kendisiyle yapılan bir röportajı şu şekilde :

Açlık Oyunları Heyecanı..

Serinin ilk kitabı ve benim okurken kendimden geçtiğim muhteşem bir eser. Arkadaşım elimden bırakamayacağımı söylediğinde açıkçası 'ne kadar ilginç olabilir ki' demiştim. Ama özellikle ortalarına geldiğimde kitabın, iş yerinde bile elimden bırakamadım. Her boşlukta kitaba gömülmüş haldeydim :))

Rüya Karmaşası

Rüyalarla başım dertte bu ara.. Hayır, anlamadığım bu kadar karmaşık rüyalar nasıl görülür. Bilinç altı desem öyle bilinç altım olacağını hiç sanmıyorum ki eğer öyleyse durumum vahim :D Ya polislerden kaçan hırsız olurum, ya uçan bir kahraman, ya bir ünlünün menajeri, yada karanlıkta kaybolmuş yönümü bulmaya çalışan bir garip insan.. Bunlar en normalleri, bazen öyle şeyler görüyorum ki anlatmayı bırak biran önce unutmak için can atıyorum..

Mahrem

"Aşk bir korsedir. Niye bu kadar kıymetli olduğunu anlayabilmek için haddinden fazla şişman olmak gerekir. Senebesene katman katman çoğalmış, vıcık vıcık yayılmış, pelte pelte yığılmış yağları sarıp sarmalar, hizaya sokar.Ve sonra da geçip karşısına kendi eserinin, seyrine bakar kudretinin.

Çocukların İlginç Soruları :)

Bu ara çok yakından şahit olduğum konular var ki gülmeye dayanamayıp bir yandan, ben olsam nasıl çıkarım bu işin içinden demekten kendimi alamıyorum :D Bu yeni nesil çocukları çook akıllı. Bizim çocukluğumuzda böyle garip sorular sormak gelir miydi aklımıza hiç hatırlamıyorum. Biz daha bi saftık, hiçbir şeyin farkında değildik. Farkına vardığımızda 16 yaşında falandık sanırım. Şimdiki çocuklar daha 3 yaşında neler neler biliyorlar, iyi bir gözlemci her biri. bayılıyorum çocuklarla sohbet etmeye. Bazen sordukları sorular karşısında nasıl anlatsam bunu sana diye kırk takla atmakta var tabi  :)

Geçenlerde şahit olduğum bir konuşma: -çocuk 3 yaşında falan sanırım-

Şah-Mat

Hiç soluksuz okunacak bir kitap...

AŞK'a Dair...

AŞK; 

kalbini ellerinde tutuyormuş gibi hissetmek demek,

gözünden gönlünden ondan başka bi duygunun geçmemesi demek.

yanındayken hiçbir şeyden korkmamak demek,

görmediğin her an varlığını deli gibi özlemek demek,

bir gülüşüyle dünyanın en mutlu insanı olabilmek demek,

kaybetme korkusunu en uç noktasında yaşamak demek, 

nefesini hissetmek için ömrünü adamak demek,

uyuyorken onu izlemenin tarifsiz mutluluğunu hissetmek demek,

Duygulara Yolculuk...

Yolculuklar hep duyguludur...

 Gidilen yer neresi olursa olsun, bir hüzün çöker insanın üstüne,

Yollar uzun, yollar hüzün, yollar keskin...

Bazen sevgiliye açılır yollar, bazen hasrete, bazen istenmeyene

ama o hüzün hep olur nedense,

hele birde kasvetli ise hava, dökülür dizeler kendiliğinden dile...

şarkılar bile daha bir anlamlı gelir

sanki ilk kez dinliyormuş gibi  derin bir duygu seli esir alır her sözünde...

dalar gider uzaklara, dağlara, ağaçlara, bulutlara duygulu gözler...

bir istasyon görürsünüz sonra, telaşlı insanlar

hafiften yağmur vurur camlara 

buğulanır etraf ve içinizde kopar fırtına.

derinden gelir hüzün en derinden...

ne zaman yolculuk yapsam, hep gider ruhum bir yerlere

bazen eski bir anı, bazen kapandı sanılan yara,

bazen umut, bazen içimde tuttuklarım fışkırır gönlümden

her insan öyle değil midir aslında

kendi içine akmaya görsün, taşar coşar duygu seli....

bi an bekler hep,kendi bile bilmeden,

yolculuklar en iyi seçenektir bazen

yalnızsındır, sessizsindir, kendinlesindir.

nereye gidersen git, hüzün hep seninledir.

yollar dile gelir seninle, bitmez tükenmez

ve her gittiği adımda umudu da sürükler peşinden

kendi içine yaptığın yolculuğa umudu da ekler dalarsın uzaklara..

çoook uzaklara...